Makâsıdu’l-İbâdât

🔸 Bu derste İbadetlerin makâsıdı bilinebilir mi? İbadet alanı ne kadar makâsıd konusuna girer? Gibi soruların cevabı aranacaktır.

🔸 Mevsum ibadetlerin, yani dar manada ibadetlerin maksatlarını ele alacağız.

🔸 İslam’da ibadetler tevkîfîdir, başka bir deyişle akılla bilinmez ve yalnızca vahiyle belirlenmiştir. Vakitleri, tertibi ve her yönü tevkîfîdir. İnsanların arzularına ve içtihatlarına kapalıdır. Peki değiştirilemez ve tevkîfî olan bu ibadetlerin makâsıdını bilebilir miyiz?

🔸 Tevkîfîlik gayesizlik anlamına gelmez. Az da olsa bazı alimler makâsıdı tespit edemeyiz demiştir.

🔸 İz b. Abdisselam’ın makâsıdu’l-ibadat adında bir kitabı vardır. İbadetleri anlamlandırmaya yönelik çabalar akıl var oldukça varlığını devam ettirecektir. O nedenle burada şu soruların cevabını vermek lazımdır:

  1. Tevkifilik nedir?
  2. Tevkifilik makâsıda mani midir?

Ancak ibadetlerdeki makâsıd değişmez.

🔸  Diğer dinlerde bedene eziyet ettikçe sevap kazanırsınız. Hak yoldan sapmış birtakım sûfî fırkalar da meşakkati ibadet görür. Halbuki İslam’da böyle bir şey yoktur. Nitekim bir kimse hasta olduğunda hemen ruhsat devreye girmektedir. “Allah sizin için kolaylık istemektedir.” Ayeti bunu ifade eder.

  1. Makâsıdı bilmek bize ne kazandırır?

🔸 Bizi Allah’a yakınlaştırır. Aşkla şevkle yapmamızı sağlar. Aklı da ibadete alıştırır, kalbi değil. Kalbi, kavli ve bedeni ibadet türleri.

🔸 Bu ibadet türlerinin her birinin kendi içinde gaye maksat ve hikmetleri vardır. o sebeple makâsıdı bilmek bizi yeni bir ruh ile kuşatır. Akılla kalbi birleştirerek ibadeti daha şevkle yapmamızı sağlar.

🔸 Genelde hak kavramı üzerinden ibadetleri açıklamaktadırlar.

  1. Allah’ın hakları
  2. Kulların hakları
  3. Karma haklar

İbadet alanı ise sırf Allah hakkıdır.

🔸 Şatibi’nin kitabında makâsıdu’l-ibadat bahsi yer alır. O şöyle der: “İbadetlerin maksâdı, Allah’a yönelmek, onun huzurunda mütevazı olduğunu göstermek, hükmünün altında olduğunu bildirmek, kalbini Allah’ın zikriyle mamur etmek. Böylece kalbiyle ve bütün organlarıyla Allah’la buluşmak. Allah’ın kendisinden gafil olmadığının farkında olmak. Takati nispetince Allah’a yakın olma çabası ve gayreti içerisinde olmak.”

🔸 İbn Teymiyye dini iki kavram üzere bina ediyor. Dinin tamamı sevgi ve aşk üzerine bina edilmiştir. Sevmek Allah için sevmek, Allah ile mülaki olma iştiyakıdır.

🔸 İbadetlerde en başta namaz yer alır. Silsile-i ibadette en başta namaz gelir. Namaz bütün ibadetlerin cem edildiği bir ibadettir. Huşu, zikir, şükür, tespih, tezellül gibi her ibadetin cemi demektir. “Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.” diye geçer ayette. Burada makâsıd bizzat ayet tarafından belirlenmiştir.

🔸  “Kuşkusuz namaz sizi hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” Hatta Şia ile Sünnileri birbirine bağlayan en önemli ibadet namazdır. Çünkü cuma, bayram vb. namazlar ortaktır.

 

 

🔸  Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken işittiğini söyledi:

- “Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir olsa da, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, kirinden bir şey kalır mı?” Sahâbîler:

- O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz, dediler. Resûl-i Ekrem:

- “Beş vakit namaz işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder” buyurdular.

🔸 Namazı ikame etmek camiden çıktıktan sonra başlar.

🔸 “Onları arındırmak ve temize çıkarmak üzere mallarından sadaka al!” Bir hayvanın helal olması için usulüne uygun kesilmesi, malın helal olması için usulüne uygun zekat verilmesi gerekir. “Allah faiz malını mahveder, sadakaları ise arttırır.” Namaz sadece Allah’ın hakkı, zekat ise hem hakkullah hem hakkul ibaddır.

🔸 Orucu farz kılan ayette “Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı.” Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye geçmektedir. Yani esasında oruç bir mekteptir. Zira Allah'ın bizim aç kalmamıza ihtiyacı yok. Hadiste biri sizinle tartışırsa ben orucum deyin diyor. Sezai Karakoç’un samanyoluna ziyaret adlı kitabı orucun makâsıdını anlama hususunda önemlidir.

🔸 Elbette Haccın da makâsıdı var. Şeâiri çok olduğundan dolayı anlaşılması epey zordur. Makâsıdu’l-Haccı anlamlandıramayan bu ibadeti ifa etmede ciddi zorluk çekecektir.

🔸 Aliyyü’l-Kârî’nin Esrâru’l-hac, Ali Şeriati’nin Hac, Bünyamin Erul ve Ekrem Keleş’in Haccı Anlamak kitapları bu hususta önemlidir.

🔸 Hacda şeariri tazim vardır. Durum öyledir. Nitekim ayette böyle geçmektedir: “Her kim Allah'ın hükümlerine (şiârlarına) saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvâsındandır.”  Müslüman kalma bilincimizi diri tutan unsurlara şiar denir. Arafat, kabe, müzdelife, mina şeairdir.

🔸  Maalesef halkımız ibadeti gerçekleştirme hsuusnda yeterli bir bilince sahip değildir. O nedenle İç İçe Geçmiş Altı Yolculuk başlıklı konuşmalarımda hac ibadetini ele aldım.

  1. Kalbe yolculuk / miraç
  2. Ahirete yolculuk / ihram kefen, Arafat mahşer, ölmeden önce ölünüz.
  3. Tarihe yolculuk / makamı ibrahim, safa merve,
  4. Ümmet yolculuğu / kardeş yolculuğu, müthiş bir kardeşlik boyutu vardır.
  5. Kıbleye yolculuk / istikamet
  6. Suudi arabistana yolculuk / haccı buraya yolculuğuna dönültürmke bir helak sebebidir.

🔸 Esasında haccı anlamak için her Müslümanın biraz filozof olması gerekir.