Makâsıdu’t-Tenzil

🔸 Makâsıdu’t-tenzili anlamak için makâsıd-ı risale ve makâsıd-ı dini de anlamak gerekir.

🔸 Makâsıdu’t-tenzil, ilahi vahyin varlık sebebi, Allah’ın kitaplar gönderme gayesi gibi soruların cevabını verir.

🔸 Makâsıd-ı risale, vahyin örnek bir hayata dönüşmesi için bir peygamber vasıtasıyla insanlığa bildirilmesini konu alır.

🔸 Makâsıdu’t-tenzil ve makâsıdu’r-risalenin birleşimi makâsıdu’d-dini oluşturur.

🔸 Taha Abdurrahman’dan mülhem şehadet misakı, emanet misakı ve risalet misakını burada hatırlayabiliriz.

🔸 Şehadet misakı aynı zamanda makâsıd-ı halkı’l-insanı ifade ediyor.

🔸 Emanet misakı beşeriyetten ademiyete, ademiyetten insaniyete yükselmemizi anlatıyor.

🔸 Risalet misakı ise bize aynı zamanda makâsıd-ı risaleyi veyahut makâsıd-ı tenzîli bütün yönleriyle ortaya koymaktadır.

🔸 Makâsıdu’t-tenzilin gerekçelerinden birinin insanın elinden bahanesini almak olduğu söylenebilir:

“Müjdeleyen ve uyaran peygamberler gönderdik ki, insanların peygamberlerden sonra Allah’a karşı tutunacak bir delilleri olmasın! (Nisa 165)” “Biz peygamber göndermedikçe azap edecek değiliz. (İsra 15)”

🔸 Makâsıdu’r-risâle insanlığın üsve-i haseneye ihtiyacı olduğunu gösterir.

🔸 Kur’an’da müminle peygamberin arasını tanzim eden ayetlere baktığımızda beş kavram görürürüz: İtaat, ittibâ, iktida, itisa, imtisal.

🔸 “Allah’a ve peygambere itaat edin! (Ali İmran 132)” ayeti itaati, “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın (Ali İmran 32)” ayeti ittibayı, “İşte o peygamberler, Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. Şu halde onların rehberliğine uy. (En’am 90)” iktidayı, “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır. (Ahzab 21)” itisa ve imtisali göstermektedir.

🔸 Kur’an-ı Kerim’de sünnetle ilişkimizi belirleyen kavramlar içerisinde taklit ve teşebbüh yoktur. Bunun yerine bilinçli bir örnek almak anlamına gelen ittiba vardır.

🔸 Cenabı Hakk’ın yüksek ahlakla donattığı peygamberler vasıtasıyla tenzili örnek bir hayata dönüştürmesi risaletin gayelerinden bir tanesidir.

🔸 Risalet âlemin ruhu ve nurudur. Risalet olmazsa âlem hem ruhsuz hem de nursuz kalır: “Onları karanlıktan aydınlığa çıkarır. (Bakara 257)”, “Ölü iken dirilttiğimiz; ona, insanlar arasında, onunla yürüyeceği bir nur verdiğimiz bir kimse; karanlıklar içinde kalıp bir türlü çıkamayan kimse gibi olur mu? (Enam, 122)”.

🔸 Makâsıdu’r-risale ile ilgili ayetlerin hemen hemen tamamında hâkim sıfatı vardır. Burada çok anlamlı hikmet kavramı ön plana çıkmaktadır. Her asırdaki insanlar hikmetlere farklı anlamlar yüklemişlerdir. Bu da çok anlamlılığa yol açmıştır.

🔸 Cenabı Hakk’ın bizim kullandığımız bir dil ile bize hitap etmesi, vahyin çok anlamlılığının ilahi bir gaye olduğunu göstermektedir. Çünkü dilde bulunan hakikat, mecaz, teşvik, istiare, müphem, mufassal gibi unsurlar çok anlamlılığa yol açmaktadır.