Bedreddin Zerkeşî’nin Usûl İlmine Katkıları ve Bahru’l-Muhît (1344- 1392)


İDE AKADEMİ 2020-2021 | DERS NOTLARI | 10 HAZİRAN 2021

  • Zerkeşî h. 745 tarihinde Mısır’da dünyaya gelmiş Türkmen bir ailenin çocuğudur.
  • İpekle altını bir ip haline getirip ipeğe işleme sanatına zerkeşe denir. Bu işi babasıyla birlikte yaptığı için hem babasına hem kendisine Zerkeşî denilmiştir. Fakat Zerkeşî’nin bir müddet sonra ilme merakı başlamış ve İsnevî’den dersler alarak kısa sürede ilimde tebarüz etmiştir.
  • İlmî hayatının büyük bir kısmı Mısır’da geçmekle birlikte ilim için Halep ve Şam’a hicret ederek meşhur usûlcü İbnu'l-Bulkî’den dersler almış böylece Şam ve Mısır’ın ilim halkalarında bulunmuştur.

Eserleri

  • Zerkeşî hem hadisçi hem usûlcü hem fakih hem de edebiyatçı yönüyle tanınan çok yönlü bir âlimdir. Farklı alanlarda çok sayıda eseri bulunmaktadır.
  • Tefsir alanında meşhur el-Burhân fî Ulûmi’l-Kur’an isimli eseri her tefsircinin vazgeçilmez usûl kitabıdır. Meryem suresine kadar Kur’an’ı Kerim’i tefsir etmiştir.
  • Hadis alanında 15 tane kitabı bulunmaktadır.
  • Hz. Aişe’nin sahabeye yönelttiği eleştirilerinin yer aldığı el-İcâbeisimli kitabı Zerkeşî’nin ilmi anlayışını gösteren önemli bir eserdir.
  • “et-Tezkire fi’l-Ehâdîsi’l-Müştehira” isimli eseri de hadislerle ilgilidir.
  • Mevzu ve meşhur hadislerle ilgili olan “Ehâdisi’l-Meşhura” isimli eseri önemlidir.
  • “Şerḥu’l-Erbaîn” isimli eseri Nevevî’nin “el-Erbaʿûne’n-Neveviyye’sinin şerhidir.
  • “el-Muʿteber fî taḫrîci Eḥâdîs̱i’l-Minhâc ve’l-Muḫtaṣar” isimli eserinde Kâdı Beyzâvî’nin eserlerinde yer alan hadislerin tahricini yapmıştır.
  • “en-Nüket ʿalâ Muḳaddimeti İbni’ṣ-Ṣalâḥ” isimli eseri İbnü’s-Salâh’ın “Ulûmü’l-Hadîs̱ ve’l-Muḳaddime isimleriyle bilinen eserinin şerhidir.
  • en-Nüket ʿale’l-ʿUmde fi’l-aḥkâmisimli eserinde el-Makdisî’nin “Umdetü’l-aḥkâmeserinde yer alan hadislerin doğruluğunu değerlendirmiş ve dil açısından tahlilini yapmıştır.
  • Fıkhî kaidelerle ilgili “el-Ḳavâʿidismiyle meşhur olan bir kitabının yanı sıra tarih ve ricalle ilgili Tevhid ve ilmi kelamla ilgili “Risâle fî kelimâti’t-tevḥîd” gibi eserleri de mevcuttur. Usûl-i fıkıh, felsefe ve mantığı birleştiren bir kitabı vardır.
  • Usûle dair 4 tane kitabı vardır:
  • Bunlardan ilki usûl ansiklopedisi niteliğinde olan “el-Bahru’l-Muhît” isimli kitabıdır. Bu eser mukayeseli bir usûl kitabıdır. Şii ve zahiri usûller de dâhil bütün mezheplerin usûllerini mukayese ederek kaleme almıştır.
  • “Teşnîfü’l-Mesâmiʿbi-Cemʿi’l-Cevâmi” isimli kitabı Sübkî’nin “Cemʿi’l-Cevâmi kitabının şerhidir. Aslında Cemʿi’l-Cevâmi’de seçtiği ana görüşlerini ve kendi tercihlerini bir araya getirdiği bir eserdir.
  • Selâsilü’ẕ-Zehebusûl düşüncesindeki akılcılığının açıkça görüldüğü tek ciltlik eseridir.
  • et-Tenḳīḥ li-Elfâẓi’l-Câmiʿi’ṣ-Saḥîḥ” adlı çalışması Buharî’nin bazı ifadeleri üzerinden kaleme aldığı bir eserdir. Buharî’ye bir de şerh yazar ancak tamamlayamadan vefat eder.

Bahru’l-Muhît

  • Masadirü Zerkeşî fi Bahru’l-Muhît (Bahru’l-Muhit’te Zerkeşî’nin kaynakları) diye bir tez yapılmıştır ve bu teze göre Bahru’l-Muhît’de 400 kaynak vardır. Ancak kendisi mukaddimede “Benden önce yazılmış iki yüz usûl kitabını cemettim. Bu usûl kitaplarını okudum ve mukayese ettim. Her konuda kendi tercihimi de yaptım” der.
  • Kendisinden önce İslam tarihinde ortaya çıkmış usûl eserlerini bir kitapta cem etmiştir.  Ansiklopedik bir çalışma olması bakımından bu eser önemlidir.
  • Bu devasa eseri önemli kılan diğer bir özellik de Moğol istilasından dolayı kaybolan usûl kitaplarına atıfların, nakillerin sadece Bahru’l-Muhît’de görülmesidir. Örneğin Sayrafî, İbn Ebî Hûreyre, İbn Fûrek gibi pek çok âlimin usûlü olduğunu ve kaybolduğunu bu eserden öğreniyoruz. Bu nakillerde de bunların sıhhatini görüyoruz.
  • Yine İmam Şafi’nin risalesine Şafi’den sonra Kaffâl eş-Şaşi, Sayrafi gibi bazı âlimler şerhler yazmıştır. Bu şerhlerin de gerçekten yazılıp yazılmadığını bilmemekle birlikte Bahru’l-Muhît’te Zerkeşî’nin bu şerhlerden yaptığı nakillerden öğreniyoruz ki aslında bu şerhler doğrudur.
  • Zerkeşî’nin bu eserde ilimlerde birlik fikrini öne sürmüş olması ve usûl içinde farklı ilim dallarını bir araya getirmesi açısından da çok önemlidir.
  • Cüveynî’nin el-Burhân eserinin mukaddimesinde “usûl ilmi üç ilme dayanır der: Kelam, lügat ve mantık ilmi” der. Zerkeşî bu sözü dikkate alarak fıkhı ve diğer ilimleri de ilave eder.
  • Bahru’l-Muhît’te usûlle ilgili her meseleyi ele alırken bu meselenin aslının kelam, dil ve mantığa dayandığını belirterek mantıkî yahut fıkhî temellerini anlatır. Bu açıdan da son derece önemli bir eserdir.
  • Kitabın dizilişinde de farklı bir metod görülür:
    • Diğer usûl kitapları genelde kaynaklarla başlarken Bahru’l-Muhît “ahkâmla” başlar. Sonra “teklif” bölümünü ele alır.
    •  Sonra kaynak olarak kitap üzerinde durur, ardından lügat başlığı gelir. Delâlet ve dil mebhaslerine bu başlıkta yer verir.
    • Emir, neyh, âmm, hâss ve mücmele ayrı başlık ayırır.
    • Sonra sünnet bahsine, ardından icma ve kıyasa geçer.
    • Ardından ihtilaflı deliller yani, maslahat, sedd-i zerâi, istihsan gibi kavramlara yer verir.
    • Teâruz ve tercihden sonra iftâ ve istiftâ bölümünü işler.

Birinci Mukaddime

  • Mukaddime hamdele ve salvele ile başlar ama hamdele ve salvelenin içerisinde aynı zamanda usûl vurguları bulunur.
  • İslam âlimleri ilk üzerinde durdukları himmet sarf ettikleri en önemli ilimlerden bir tanesi olan Usûl ilmi ile muttakilerin derecelerine ulaştılar. Usûl-i fıkh ilmi bu ortaya konulan müktesebatın en önemlilerindendir.
  • Zerkeşî usûl-i fıkhı “en sağlam metin” olarak tanımlar. Çünkü şeriatın kaidesidir. Her ferin dayandığı asıldır. Hadislerinde Hz. Peygamber buna işaret etmiştir.
  • İmam Şâfiî’den önceki kısmını İslam’ın bidayetinde olan bazı önemli hususlar, cümleler olduğunu ve  İmam Şâfiî’nin bütün bu defineleri ortaya çıkardığını söyler. “Risaleden önce hazine vardı, Risale ile birlikte örtülü olan kısımları en kâmil manada ortaya çıkardı. Usûl ilmiyle afakı tam da kaybolmak üzereyken aydınlattı” der.
  • İmam Şâfiî’den sonra Bâkıllânî ve Kâdî Abdulcebbar’a atıf yapar. Onların ibareleri genişlettiklerini, işaretleri çözüp mücmeli beyan ettiklerini ve işkâli ortadan kaldırdıklarını söyler.

İkinci Mukaddime

  • Zerkeşî bu kısımda; “Allah’a hamd olsun. Mutekaddimînin usûle dair musanneflerinden yüzlercesini cemettim. Ben kudemânın kitaplarının özünün özünü iç içe geçirdim. Müteahhirînin de kaynaklarını aldım. Bana kadar gelen sözlerini cemettim. Onların usûlleri üzerine ördüm. Kapalı olanlarını açtım. Mücmel olanlarını tatlı bir ibareyle zor olmayan bir işaretle tafsil ettim. Binlerce ilavede bulundum. Alışık olmadığımız şeyleri ortaya çıkardım. Her fer’i aslında irca ettim. Her birini kendi şekline büründürdüm. Şâfiîlere öncelik tanıdım ancak diğer mezhepleri de aldım. Mütaahhirînin kitaplarında haleller gördüm. Evlere kapısından girdim. Her meseleyi bizzat yazarından ve onların kendi ibarelerini aldım” demektedir.
  • Bu ifadelerin sonra Zerkeşî bu mukaddimede kaynaklarını sıralar. Bunlardan bazıları şunlardır:
    • İmam Şâfiî’nin kitaplarından er-Risale, İhtilâfü’l-Hadîs, Ahkâmu’l-Kur’an, Kitâbü’l-Ümm’den bazı bölümler.
    • Sayrafî’nin Risale şerhi.
    • Şâşî’nin, Cüveynî’nin ve Nîsâbûrî’nin Risale şerhleri.
    • Müzenî’nin Kitâbü’l-Kıyas’ı.
    • Mâlikîlerin Burhan’a ve Mustasfa’ya yaptıkları şerhlerden nakiller.
    • Hanefîler’den de Cessâs, Cürcânî, Serahsî, Semerkandî gibi âlimlerden nakiller.
    • Mâlikîlerden Kâdı Abdülvehhâb, Bâcî, Kârâfî gibi âlimlerden nakiller.
    • Hanbelîlerden; Makdîsî, Tûfî gibi âlimlerden nakiller.
    • Ayrıca Şîa’dan da nakillerde bulunmuştur.

Hazırlayan: Rabia Sena Çakır