Dönem Ödevleri 2021-2022

Günümüz Hukuk Metodolojisinde Gâî / Teleolojik Yorumun Yeri Ve Önemi
Hatice Atalay

İDE AKADEMİ | DÖNEM ÖDEVİ 2021-2022

Özet

Türk pozitif hukukunda gâî / teleolojik yorumun yeri ve önemine değinen bu çalışmada gayeci yaklaşımın günümüz hukuk normlarının yorumlanmasında da büyük bir yere sahip olduğu ortaya konmuştur. Bu kapsamda günümüz hukukundaki gâî / teleolojik yorum yönteminin usûl-i fıkıhtaki makâsıdî yoruma benzer nitelikte kurallar ihtiva ettiğini söylemek mümkündür.  Hukuk normlarının gayesinin bir başka deyişle kanunun ruhunun belirlenmesi çalışmaları – maslahat ve İslam hukukunun ana gayeleri (makāsıdü’ş-şerîa), hukukta mantık ve boşluk – ictihad ilişkisi ve istinbat metotları - temel yorum yöntemleri (lafzî, tarihsel, sistematik, gâî) bağlamlarında söz konusu metodolojiler arasında benzerlikler mevcuttur. Çalışmayla İslam hukuk metodolojisinde çokça tartışılan ve hakkında eser verilen makâsıd yorumunun günümüz hukuk metodolojisindeki konumuna dair temel manada bilgi verilmesi amaçlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Metodoloji, Yorum, Gâî Yorum, Makâsıdî Yorum

Giriş

Cumhuriyet döneminde yapılan hukuk sistemi değişikliğiyle usûl-i fıkıh dersi hukuk fakülteleri müfredatından çıkarılmıştır. Yeni Medeni Kanunu’nun ilk maddesinde yorumlama ve hukukta boşluk olması durumunda hâkimin nasıl hareket etmesi gerektiğine dair hukuk metodolojisine dair hükümlerin mevcudiyetine rağmen uzun bir müddet bu önemli alanda fakültelerde ders verilmemiş, akademik çalışmalar yapılmamıştır. Dönemin hukukçularından Ali Himmet Berki bu mühim eksikliği fark etmiş ve ‘Hukuk Mantığı ve Tefsir’ adlı kitabını neşrederek usûl-i fıkhın ilgili konularının yeni hukuk sistemine nasıl uyarlanabileceğini göstermiştir. [1]

Ali Himmet Berki yorum konusuna adanan yegâne çalışma[2] olarak da nitelendirilebilecek bu eserinde, “Sevk-i menfaatle alâkalılar; sözü, kanunu kendi menfaatlerine uydurmağa kalkışırlar. İbareler, siyâk ve sibâk ve hükümlerin illet ve menatları ve lisan kâideleri çerçevesinde maksada uygun olarak tefsir olunmak gerekir. Tefsir ilmi bu zaruretten doğmuştur.”[3] beyanatıyla tefsir – lafzî, sistematik, tarihsel ve gâî yorum yöntemlerine; “Beyana hâcet yoktur ki bir kanunun ihtiva ettiği hükümler birer asla racidir. O illet ve asıllar ki silsile-i mantıkiyye halinde o kanunun ruhunu teşkil eder.”[4] açıklamasıyla hukuk mantığı, kanunun ruhu – ratio legis, kanunun asıl gayesinin ortaya çıkarılmasına; “Hukukî muamele ve münasebetleri kuru ve mücerred nazariyelerle yürütmek mümkin değildir. Tatbikatın gözle görülecek kadar bariz ilhamları vardır. Kanun koyucular, hâkimler bunları nazara almak zorundadırlar. Bu icabları ihmal eden kanunlar sahifeler üzerinde kalmağa ve bunları muhakeme ve hükümlerinde göz önüne almayan hâkimler muvaffakiyetsizliğe mahkûmdurlar.”[5] cümleleriyle de hukuki normun asıl amacının belirlenmesi ve gâî yorumun önemine değinmiştir.

Bu bağlamda yukarıdaki eserde de geçtiği üzere usûl-i fıkhın günümüz hukuk metodolojisiyle aynı hususlarda benzer yaklaşım sergilediği ifade edilebilir. Çalışmamızda da bu benzerliğin günümüz hukuk metodolojisindeki yansımalarına dair bilgiler verilecektir.  

  • Hukuk Metodolojisi ve Yorum Kavramsal Temel

Hukuk metodolojisi, hukukta yorum biçimleri ile türlerini ve hukuki normlardaki boşluk doldurmada kullanılan araçları inceleyen hukuk disiplinidir. Hukuk metodolojisi, hukukun konusu ve amacı ile ilgili gerçekleri bulmak için kullanılan usulleri ve araçları ele alır. Hukukla ilgili problemleri belirleyerek çözmek ve çözümlerin doğru ve adalete uygun olup olmadığını tespit etmek için kullanılan yöntemleri inceler.[6] Yorum, hukuk metodolojisinin en önemli konularından birini oluşturmaktadır.

Bir hukuk kuralının gerçek anlamının ortaya çıkarılmasına yönelik düşünme faaliyetine yorum denir. Yorum, normun uygulanması gereken anlamına ulaşmak için yapılan faaliyettir. Hukuki yorumun amacı hukuk kuralının gerçek anlamının, içerdiği mana ve sınırlarının ortaya konulmasıdır.[7] Yorum yöntemleri hukukun genel amaçlarının sağlanılmasına hizmet eder.[8]

  • Yorum Yöntemleri Özelinde Gâî Yorumun Yeri ve Önemi

Yorum yöntemleri ile hukuk kurallarının içerdiği içeriği ve kapsamının belirlenmesi faaliyetinin nasıl yapılması ve hangi ölçütlere dikkat edilmesi gerektiği hususlarında kurallar oluşturulmuştur. Pozitif Türk hukukunda yorum yöntemleri dört ana başlık altında incelenmektedir.  Bunlar; lafzî yorum, tarihsel yorum, sistematik yorum ve gâî / teleolojik / amaçsal yorumdur. Bunlar haricinde kavramsal yorum, menfaatler ictihadı yorumu gibi türler de bulunmaktadır.

Hukuk kurallarının yorumlanması faaliyetinde karşımıza çıkan ilk ve en temel yöntem lafzî yorum yöntemidir. Lafzî yorum, özel veya metinsel yorum olarak da adlandırılmaktadır. Lafzî yorumda hukuk kuralında yer alan sözcüklerin taşıdığı sözcük ve terimlerin taşıdığı mananın tespit edilmesi sağlanmaktadır.[9]

 “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.” (Türk Medeni Kanunu m.1/1) maddesi de lafzî yorumun geçerliliği ve yorum yöntemlerinden ilki olduğunu kanunen ortaya koyulmuştur.[10] Lafzî yorumun yetersiz kaldığı aşamada diğer yorum türleri ve yöntemlerinin kullanılması gerekmektedir.

Tarihsel yorum türünde ilgili hukuki kuralın tasarıdan yürürlüğe girmeye kadar oluşum  / hazırlanma süreci göz önüne alınmaktadır. Kanun koyucunun kanunun hazırlanması sürecindeki iradesi tespit edilmeye çalışılmaktadır.[11]

Sistematik yorum hukuk kurallarının bir bütün oluşturacak şekilde yorumlanmasıdır. Mantıkî yorum yöntemiyle sistematik yorum birbirini tamamlar. Hukuk normu, ilgili olduğu diğer normlar ve içinde yer aldığı normlar topluluğu arasındaki bağlantıları esas alınarak yorumlanır.[12]

Gâî yorum, teleolojik yorum, amaçsal yorum veya fonksiyonel yorum[13] olarak adlandırılmaktadır. Elde edilmesi istenilen şey, amaçlanılan şey, amaç, kast anlamlarına gelen gaye kavramından türemiş olan gâi, gâîlik kavramı amaçsallığı ifade etmektedir.[14] Bu kapsamda gâî yorum, normun amacının günün koşul ve gereksinimlerinin de göz önünde bulundurularak yorumlanmasıdır.

Gâî yorum yöntemi hukukun canlı ve yaşayan bir olgu olması nedeniyle her devrin ihtiyaçlarına çözüm oluşturması gerektiğini ileri sürmektedir. Bu sebeple amaçsal yorum yapılırken tarihi yorumdaki kanun koyucunun kanunun hazırlık aşamasındaki iradesinin belirlenmesi yerine kanun genel amacının dikkate alınması ve göz önünde bulundurulması hedeflemektedir. Kanunun amacı ise içinde bulunduğumuz zamanın ihtiyaçlarına göre belirlenmeli ve hukuk kuralları bu zamanın gereksinimlerine göre yorumlanmalıdır. Zamanın gerekliliğinin ön planda tutarak kanunun ne anlam çıkardığı yorumlanmaktadır. [15]

Gâî yorum türünde kanunların kanun koyucunun iradesine bağlı olmasından ziyade kanunun kanun koyucunun iradesinden bağımsız bir varlık haline geldiği düşüncesi öncelenmektedir.[16] Bu yorum türünde tarihsel yorumdaki kanun koyucunun subjektif iradesinin belirlenmesine zıt olarak normun nesnel amacına ve güncel koşullara öncelik verildiğinden gâî yorum, objektif yorum yöntemi olarak da isimlendirilmektedir. Nitekim buraya şu hususu ilave etmek gerekir ki; yorumda çözümlenmesi gereken problem kanun koyucunun iradesi ve gayesi değildir buna mukabil normun nesnel manası ve gayesidir.[17] Bu sebeple tarihi yorumdaki kanun koyucunun yasayı hazırlarkenki amacının ortaya çıkarılması anlamına gelen subjektiflik yerine gâî yorumda normdaki objektiflik ön plana çıkmaktadır.

Hukukun amaçları toplumsal düzen, sağlama, sosyal düzeni karşılama ve adaleti gerçekleştirme olmak üzere üç ana başlık olarak toparlanabilir. Sosyal ihtiyaçların en iyi şekilde karşılanmasını hedefleyen hukuk normlarının toplumun her devirde değişen farklılaşan ve gelişen ihtiyaçlarına kanunların uyum sağlayabilmesini sağlayacak esnek bir yorum türü olarak gâî yorum türü karşımıza çıkmaktadır. Kanunların statik yapısı ile sosyal yaşamdaki toplumun dinamikliği arasındaki gâî yorum ile uzlaşıya kavuşturulmaktadır.[18]

Gâî yorum yönteminin uygulanmasında öncelikle hukuk normunun amacının tespit edilir. Bu tespit işleminden sonra belirlenen amaç zamanın ve toplumsal toplumun ihtiyaçlarına göre tekrardan değerlendirilerek hukuki normun anlamı ortaya konulmaya çalışılır. Bu kapsamda kanunun ruhunun “ratio legis” belirlenmesi gâî yorumun ilk aşamasını oluşturmaktadır. Nitekim  “Kanun, sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda uygulanır.” (Türk Medeni Kanunu m.1/1) maddesindeki “kanunun özü” ifadesi de kanunun ruhunun araştırılması yani “ratio legis” in ilk aşamada belirlenmesi olarak anlaşılabilir. Aynı zamanda bu hüküm gâî yorumun Türk Hukuk Sisteminde kabul edildiği anlamını da taşımaktadır.[19] 

“Ratio legis” normun konuluş gayesidir. Norm ile gerçekleştirilmek istenen amacı tanımlamaktadır. “Ratio legis” belirlerken diğer yorum yöntemlerinden de yararlanılması gerekmektedir.  Lafzî, tarihsel, sistematik ve amaçsal yorum yöntemleri birbirini reddetmeyip tamamlayan yöntemler olduğundan hukuk normunun ruhunu en iyi şekilde ortaya çıkaran yöntem o normda yorum yöntemi olarak kullanılacaktır.

Bu kapsamda gâî yorum hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde toplumsal gerçekliğe, eşyanın doğasına ve somut gerçekliğe önem ve öncelik verilmesini öngörmektedir.[20] Toplumsal gerçeklik ilgili normun uygulandığı toplumdaki sosyal, ekonomik, kültürel şartları; somut gerçeklik söz konusu uygulanacağı somut olayın özelliklerinin göz önünde bulundurulmasını; eşyanın doğası yorumla ulaşılacak sonucun mantığın kurallarına aykırı olmamasını gerektirir.[21] Buraya ilave olarak şunu da belirtmek gerekir ki, gâî yorum ile varılan netice hukukun sayılan genel amaç ve ilkelerine aykırı olamaz.

Yorum yöntemlerinden en uygun olanı somut yargılama sırasında seçilir ve adalet amacını gerçekleştirecek şekilde hukuk normu yorumlanır. Bu hususa gâî yorum yönteminden bir örnek verilecek olunursa; hakim, suç işleyen bir küçüğün veya fırından ekmek çalan bir kişinin muhakeme edilmesinde önceliği “hukuk normuna” değil, “somut gerçekliğe” vererek adalete en münasip ve hakkaniyetli olan çözümü bulmaya çalışmalıdır.[22]

            Yorum yöntemlerinin hukukta boşluk konusu ile önemli bir bağlantısı bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu m.1/1 hükmü ile yorum hususuna değinilmişken, m.1/2-3 fıkralarında “Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hâkim, örf ve âdet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir. Hâkim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” hükmü ile hukukta boşluk durumunda hâkimin nasıl hareket etmesi gerektiği ifade edilmiştir. Hukukta boşluk hasıl olduğunda kanun koyucunun niyetinin, amacının aranması yani “ratio legis”in belirlenerek yeni hükmün bu minvalde oluşturulması yorum yöntemleriyle olan bağlantısını göstermektedir.

Sonuç

Hukuk metodolojisinin konularından birini yorumlama faaliyeti ve yöntemleri oluşturur. Bu yorum yöntemlerinden biri olan gâî yorum hukuk normunun gayesini belirleyerek kanunun ruhunu en iyi şekilde ortaya çıkarılmasına hizmet eder. Kanunda da ifade edildiği üzere hukuk normlarının sözüyle beraber özlerinin de anlaşılması ve somut olayların çözümünde adalete en uygun olacak şekilde uygulanması gerekmektedir. Hukukun temel amaçlarından biri olan adaletin sağlanılması amacına götürmede birinci basamak olan yorum yöntemleri birbirini tamamlayacak şekilde kullanılmalı, “ratio legis” toplumsal ve somut gerçeklik, eşyanın doğası ilkeleri de göz önüne alınarak somut olaylara tatbik edilmelidir.

“Hukuk” normunun gayesinin daha iyi anlaşılması ve gerçekleştirilmesi adına günümüz hukuk metodolojisi ile İslam hukuk metodolojisinin benzer yaklaşımlarda bulunduğu söylenilebilir. Makâsıd yorumu ve yönteminin gâî yorum yöntemi başta olmak üzere diğer yorum yöntemleri, hukukta boşluk olması durumunda hakimin yeni hüküm oluşturmak için gayeci bir yaklaşım tarzıyla mevcut hüküm ve somut olaydaki problemi incelemesi gerektiğine dair hukuk metodolojisi düzenlemeleri usûl-i fıkıhtaki benzer kurumlarla aynîlik göstermektedir.  

 

Kaynakça

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu < https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf>   s.e.t. 15.05.2022

<http://lugatim.com/s/gaye> s.e.t. 15.05.2022

Berki, Ali Himmet. Hukuk Mantığı ve Tefsir. Ankara: Türkiye Adalet Akademisi, 2018.

Demir, Abdullah. Hukuk Metodolojisi. Ankara: Astana Yayınları, 2016.

Gözler, Kemal. Hukuka Giriş. Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları, 10. Baskı., 2013.

Güneş, Ahmet M. Hukuk Metodolojisi. Ankara: Adalet, 2016.

Güriz, Adnan. Hukuk Başlangıcı. Ankara: Siyasal Kitabevi, 15. Baskı., 2013.

Işıktaç, Yasemin - Metin, Sevtap. Hukuk Metodolojisi. İstanbul: Filiz Kitabevi, 4. Baskı., 2013.

Sözer, Ali Nazım. Hukukta Yöntembilim. İstanbul: Beta Basım Yayım, 4. Baskı., 2013.

Yücel, Fatih. “Fıkıh Usûlünün Medenî Kanunun Yorumlanmasına Katkısı -Ali Himmet Berki’nin Hukuk Mantığı ve Tefsir İsimli Eseri Örneğinde-”. Diyanet İlmi Dergi LVII/2 (2021), 595-632.

 

 


[1] Fatih Yücel, “Fıkıh Usûlünün Medenî Kanunun Yorumlanmasına Katkısı -Ali Himmet Berki’nin Hukuk Mantığı ve Tefsir İsimli Eseri Örneğinde-”, Diyanet İlmi Dergi LVII/2 (2021), 595.

[2] Kemal Gözler, Hukuka Giriş (Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları, 2013), 258.

[3] Ali Himmet Berki, Hukuk Mantığı ve Tefsir (Ankara: Türkiye Adalet Akademisi, 2018), 3.

[4] Berki, Hukuk Mantığı ve Tefsir, 4.

[5] Berki, Hukuk Mantığı ve Tefsir, 157-158.

[6] Abdullah Demir, Hukuk Metodolojisi (Ankara: Astana Yayınları, 2016), 131.vd.

[7] Ali Nazım Sözer, Hukukta Yöntembilim (İstanbul: Beta Basım Yayım, 2013), 13.

[8] Yorumun faydaları için bkz. Sözer, Hukukta Yöntembilim, 18-19.

[9] Ahmet M. Güneş, Hukuk Metodolojisi (Ankara: Adalet, 2016), 124.

[10] Yasemin Işıktaç - Sevtap Metin, Hukuk Metodolojisi (İstanbul: Filiz Kitabevi, 2013), 193; Sözer, Hukukta Yöntembilim, 33.

[11] Işıktaç - Metin, Hukuk Metodolojisi, 201.

[12] Işıktaç - Metin, Hukuk Metodolojisi, 199.

[13] Adnan Güriz, Hukuk Başlangıcı (Ankara: Siyasal Kitabevi, 2013), 70; Gözler, Hukuka Giriş, 271.

[14] http://lugatim.com/s/gaye

[15] Güneş, Hukuk Metodolojisi, 137-138.

[16] Ayrıntılı bilgi için bkz. Işıktaç - Metin, Hukuk Metodolojisi, 206; Gözler, Hukuka Giriş, 271.

[17] Işıktaç - Metin, Hukuk Metodolojisi, 204.

[18] Güriz, Hukuk Başlangıcı, 70.

[19] Işıktaç - Metin, Hukuk Metodolojisi, 193; Sözer, Hukukta Yöntembilim, 33.

[20] Güriz, Hukuk Başlangıcı, 70.

[21] Güneş, Hukuk Metodolojisi, 141-142.

[22] Güriz, Hukuk Başlangıcı, 71.