İDE AKADEMİ | DÖNEM ÖDEVİ 2021-2022
Çevirmen Ramazan Şeşen (İstanbul: Yeditepe Yayınları,2014), 448 sayfa ISBN:9786055200589.
Özet: Bir tarihi, dönemi en iyi anlamanın yolu onu zaman ve mekan boyutuyla birlikte anlamaktan geçmektedir. Tarihi, zaman boyutuyla anlatan eserlerin aksine mekan boyutunu ön planda tutarak anlatmak isteyen İbn Havkal “Sûretu’l-Arz” adlı eserini kaleme almıştır. Yaşadığı asrın dünyasını gezip bizatihi gördüğü yerleri yazarak telif ettiği bu eser oldukça ilgi görmüş ve birçok dile çevrilmiştir. İngilizce, Fransızca, Farsça tercümeleri yapılan bu eser Ramazan Şeşen’in katkılarıyla birlikte Türkçeyede çevrilmiştir. “10. Asrın İslâm Coğrafyası” ismiyle Türkçeye çevrilen bu eser hicri 4. miladi 10. asrın dünyasının özellikle de İslâm dünyasının portresini sunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İbn Havkal, Sûretu’l-Arz, 10. Asır, İslâm Coğrafyası, Zaman Mekan Bütünlüğü
Abstract: The best way to understand a history and a period is to understand it in terms of time and space. Ibn Havkal, who wants to tell history by keeping the spatial dimension in the foreground, wrote his work called "Sûretu'l-Arz" unlike the works that describe the time dimension. This work, which he wrote by traveling the world of the century he lived in and writing about the places he saw, attracted great attention and was translated into many languages. This work, which has been translated into English, French and Persian, has been translated into Turkish with the contributions of Ramazan Şeşen. “10. Translated into Turkish with the title "Islamic Geography of the Century", this work presents a portrait of the world of the 4th or 10th century, especially the Islamic world.
Keywords: Ibn Havkal, Sûretu’l-Arz, 10th century, Islamic Geography, Integrity of time and space
Giriş
İslâm Tarihi denilince akla ilk gelen Rasûlullah’ın İslâm’ı tebliğinden bu zamana kadar geçen sürenin kronolojik tarihi olmuştur. Vak’a vakıa temeline dayanan bu tarih anlayışı geçmişi anlama ve anlamlandırma adına engel teşkil etmektedir. Zira tarihin bu şekilde anlaşılmaya çalışılması geçmişin siyasî çıkar uğruna yapılan savaşlardan, kardeş kavgalarından ve büyük sıkıntılardan meydana geldiği algısını oluşturmuştur. Ancak tarihimizin sadece bunlardan ibaret olmadığını öğrenmenin en önemli yolu arka plan okumaları yapmaktan geçmektedir. Bu okumalar bize geçmişin sosyal, kültürel, ekonomik vb. tarihi hakkında bilgi vermektedir. Medeniyetimizin tarihini bize bir başka açıdan anlatan eserlerden bir de hiç şüphesiz İbn Havkal’ın “Sûretü’l-Arz” adlı eseridir. Tanıtımını yapacağımız bu esere geçmeden önce İbn Havkal’ı tanıyalım.
İbn Havkal’ın ismi Muhammed b. Ali en-Nasîbî el-Bağdâdî’dir. Künyesi Ebü'l-Kâsım olan İbn Havkal’ın doğduğu ve vefat ettiği tarihler bilinmemektedir. Ancak kendisinin (319/931) yılında Bizans’a karşı yapılan bir sefere katılması[2], (325/937) yılında Bağdat'ta gördüğü bir olayı daha sonra anlatacak kadar hatırlaması ve (320/932) yılında da Medain'de şahit olduğu bir konuşmayı nakletmesi bu tarihlerden önce doğduğunu göstermektedir[3]. Aslen Nusaybinli olan İbn Havkal çocukluğunu ve gençliğini Nusaybin, Musul ve Bağdat'ta geçirmiş, öğrenimini de bu şehirlerde tamamlamıştır[4]. Gençliğinde ticaretle meşgul olmuş, yaptığı uzun ticari seyahatler sırasında İslâm dünyasının her tarafını dolaşmış, bu arada çeşitli ülkelerden bahseden önemli coğrafya eserlerini okuyup öğrendiklerini tüccar ve seyyahlardan dinlediği hatıralarla zenginleştirmiş ve yazmayı düşündüğü Sûretü’l-Arz adlı coğrafya kitabı için malzeme toplamıştır[5].
İbn Havkal, bu eseri yazmaya kendisini sevk eden hususu mukaddimesinde açıklamıştır. O şöyle demiştir: Ben küçük yaştan beri coğrafya kitaplarını okumaya, ülkeler arasındaki mesafeleri, bu ülkelerdeki mezhepleri-dinleri, yolları öğrenmeye, bu konulardaki bilgileri kavramaya meraklıydım. Gençliğimin başında bu konularda yazılmış kitapları, meşhur eserleri okudum. Coğrafyaya dair insanı tatmin eden bir kitap, otorite kabul edilen bir harita görmedim. İşte bu husus beni bu kitabı yazmaya coğrafya konusunda sözler söylemeye sevk etti. Devamlı yolculuklarım, rızık ve para kazanmak için vatanımdan ayrı düşmem, sultanın zulmü, zamanın fenalığı, doğu halkının başına gelen felaketlerin, kötülüklerin devam etmesi, daha öncekilerin aksine hükümdarların zulümleri, felaketlerin, musibetlerin birbiri ardına gelmesi ve kıtlıklar kitabı hazırlamamda yardımcı oldu[6].
7 Ramazan 331/15 Mayıs 943 yılında Perşembe günü Medinetü’s-Selâm (Bağdat)’dan[7] yolculuğuna başlayan İbn Havkal gördüğü yerleri bir bir not etmeye başlamıştır. Bu yolculuğun ve eserin tamamlanması ne kadar sürdü bilinmese de uzun yıllar aldığı kesindir. Yeryüzünde güneşin kirişini kestim[8] diyecek kadar çok yolculuk yapan İbn Havkal bugün elimizde bulunan eseriyle 10. asrın bir nevi portresini sunmaktadır.
Mekan Tasavvuru / Bütünlüğün Sağlanması
İbn Havkal yolculuğuna daha önce anlatılan ancak eserlerde dağınık olarak yer alan ülkeleri yeniden anlatma maksadıyla başlamıştır[9]. Eserinden de anlaşılacağı gibi ilgisi dönemin İslâm diyarları ve çevresini anlatmak üzerine yoğunlaşmıştır. Bu sebeple Çin, Hind, Avrupa ve Türk ülkeleri gibi uzak diyarlardan da İslâm diyarları ile münasebeti kadar bahsetmiştir[10]. Böylelikle 10. asrın İslâm diyarlarının coğrafyasını, kültürünü, ekonomisini vb. birçok özelliğini anlatan derli toplu bir eser telif etmiştir. Öyle ki eserin tercümesini yapıp Türkçemize kazandıran Ramazan Şeşen’de esere “10. Asırda İslâm Coğrafyası” adını vermiştir.
Eserine “Yeryüzünün Şekli” başlığıyla başlayan İbn Havkal bu kısımda İslâm ülkelerini iklim iklim (ülke ülke), bölge bölge, kûre kûre (sancak sancak), amillik amillik (vergi bölgesi) sınıflayarak anlattığını söylemektedir[11]. Bütün Arap diyarını bir iklim kabul edip anlatmaya başladığını ve devamla diğer İslâm diyarlarını nasıl gruplandırdığını ve hangi sırayla yazdığını anlatmıştır. Genel bir bilgi verdikten sonra İslâm diyarlarının dışında kalan ancak onlarla ilişkili olan ülke veya bölgelerden de hangi sınırlılıkta bahsettiğini özetlemiştir. Dünya üzerinde var olan ülkeleri, halklarını ve belirgin coğrafi özelliklerini yüzeysel ama bir o kadar önemli bilgilerle sunmuştur. Eserinin özeti mahiyetinde olan bu kısım henüz kitabı okumaya başlamadan önce İbn Havkal’ın anlatacaklarının habercisi niteliğindedir.
Yaklaşık on sayfalık bir girişten sonra İbn Havkal Arabistan’dan başlayarak Doğu’da Mâveraunnnehr’e kadar Batı’da Endülüs’e kadar Kuzey’de Anadolunun ortalarına kadar olan büyük bir coğrafyayı anlatmaya başlamıştır. Eserini telif ederken bölgeleri kendisine göre sınıflandırmış ve ona göre anlatmıştır. Bu sebeple eserin daha iyi anlaşılması için İbn Havkal’ın yaptığı sınıflamaları o dönemin durumu ve şartları göz önüne alınarak okunmalıdır.
İbn Havkal bu eserinde anlattığı iklimlerin (ülke) bölgelerin kûrelerin (sancak) veya amilliklerin sınırlarından, ikliminden, dağlarından, göllerinden, çiftliklerinden, tarlalarından, yetiştirilen sebze ve meyvelerinden, madenlerinden, o bölgede yaşayan insanlardan, ırklardan, onların sahip olduğu erdemlerden, kılık-kıyafetlerinden, bölgenin nüfusundan, yöneticilerinden, maaşlarından, kullanılan uzunluk ve ağırlık birimlerinden, bölgeler arası mesafelerden, camii ve kalelerden, din ve mezheplerden vb. daha birçok özelliklerden bahsetmiştir. Anlatmak istediği bölgenin özellikleri her ne ise onu aktarmaya çalışan İbn Havkal genel olarak İslâm beldelerinin fizîkî, siyâsî, sosyal, ekonomik ve kültürel atmosferinden bir diğer deyişle coğrafyasından bahsetmiştir.
İbn Havkal eserinde anlattığı bölgeleri olabildiğince detaylı anlatmış ve kendisinin hazırladığı haritaları da eserinde paylaşmıştır. Türkçe çevirisinde kitabın sonunda yer alan bu haritalar metinde ki bilgilerle örtüşmektedir. Alışık olduğumuz haritalara benzemediği için anlaşılması zor olsa da haritalar İbn Havkal’ın bu işi ne kadar ciddiye aldığını göstermektedir. İbn Havkal eserde anlattığı bölgelerin doğu-batı, kuzey-güney yönlü tarifini vermiş böylelikle bölgenin tasavurunu kolaylaştırmıştır. Ancak eseri okuyanlarda görecektir ki verilen koordinatlarda hatalar vardır. Bu durumun farkında olan mütercim Ramazan Şeşen dipnotlar aracılığıyla yanlış verilen koordinatları düzeltmiştir.
İbn Havkal bu eserinde anlattığı bilgilere uygunluk arz eden hadis ve ayetleri zikrederek eserine dini bir referans kaynağı sağlamıştır. Metin içerisinde zikrettiği ayetlerin numarasını ise mütercim dipnotta vermiştir. Böylelikle ayetlere ve tefsirlere bakmak isteyenler için bir kolaylık sağlanmıştır. İbn Havkal eserde yer yer tarihi vak’a ve vakıalardan bahsetse de sözü çok uzatmamış ve anlatmak istediği meselelere geri dönüş yapmıştır. Ancak bilinmesi gereken önemli bilgileri mütercim dipnotta paylaşarak bilgi boşluğunun oluşmasına engel olmuştur.
Zaman ve Mekan bütünlüğü açısından düşünüldüğünde genel olarak tarih kitapları zaman boyutundan öteye gidememiştir. Her ne kadar tarih kitaplarının içerisinde mekansal boyutu anlamamızı sağlayacak bilgi parçaları olsa da dönemleri bir bütün olarak anlamamızı sağlamada tarih kitapları yetersiz kalmıştır. Bu açığı kapatacak ve dönemleri bir bütün olarak anlamamızı sağlayacak eserler coğrafyayı, kültürleri anlatan eserler veya seyahatnâme tarzı eserlerdir. Bu durum okuyucu açısından oldukca zorlu ve meşakkatli bir süreç olmaktadır. Zira sadece bir dönem veya belli bir tarih aralığındaki siyasi, ekonomik, kültürel hatta ilmî gelişmeleri tespit için uzun bir mesai harcamak ve çok fazla eser görmeyi gerektirmektedir.
İlerleyen süreç içerisinde artık tarih sedece kronolojiden ibaret olmaksızın öğrenilmek istenmektedir. Bu bağlamda arka plan okumaları dediğimiz geçmişi çok boyutlu öğrenme ve anlatma gayreti İbn Havkal ve benzerlerinin yazdığı eserlere ilgiyi arttırmıştır. Bu ve benzeri eserler tarih ve medeniyet algımızı değiştirmekte ve geliştirmektedir. Dolayısıyla zaman ve mekan bütünlüğünün sağlanması çok boyutluluğu beraberinde getirmektdir. İbn Havkal’ın bu eseri de zaman mekan bütünlüğünü sağlamada başvurulacak bir eseridir.
Sonuç
İbn Havkal’ın eseri geçmişi bir bütün olarak anlama ve anlamlandırma da önemli bir başvuru kaynağıdır. Sadece onuncu asrı farklı bir boyutuyla bizlere sunması bile önceki ve sonraki asırları anlamada da kaynaklık teşkil etmektedir. Bu bağlamda İbn Havkal’ın “Sûretü’l-Arz” adını verdiği Ramazan Şeşen’in “10. Asırda İslâm Coğrafyası” diye Türkçeye tercüme ettiği bu eser öncelikle İslâm Tarihine ve dolaylı olarak diğer ilimlere katkı sağlamaktadır. 10. Asırda İslâm Coğrafyası adlı bu eser, geçmişi çok boyutlu bir şekilde öğrenmek isteyen tüm tâliblerin taleblerine cevap verebilecek kaynaklardan bir kaynaktır.
Kaynakça
İbn Havkal, Muhammed b. Ali en-Nasîbî el-Bağdâdî.10. Asırda İslâm Coğrafyası. çev.Ramazan Şeşen. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2014.
Şeşen, Ramazan. “İbn Havkal”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 20/34-35. İstanbul: TDV Yayınları, 1999.
[1] Yüksek Lisans Öğrencisi, İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, Hadis Bilim Dalı, [email protected].
[2] Muhammed b. Ali en-Nasîbî el-Bağdâdî İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, çev. Ramazan Şeşen, (İstanbul: Yeditepe, 2014), 7.
[3] Ramazan Şeşen, “İbn Havkal”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1999), 20/34.
[4] Şeşen, “İbn Havkal”, 20/34.
[5] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 7; Şeşen, “İbn Havkal”, 20/34.
[6] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 16.
[7] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 16.
[8] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 17.
[9] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 17.
[10] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 11.
[11] İbn Havkal, 10. Asırda İslâm Coğrafyası, 19.